Almanca 9.sinif 2.dönem 2.yazili

 

Almanca 9.sınıf 2.dönem 2.yazılı konuları ve anlatımı

İlk konumuz saatler;

1-die Uhrzeiten (Saatler)

Almancada "Saat kaç?" sorusunu iki farklı şekilde sorabiliriz!

-Wie spät ist es?(Saat kaç?)

-Wie viel Uhr ist es?(Saat kaç?)

Bu sorulara verebileceğimiz cevap iki şekildedir. Almancada saatler resmi ve gayri resmi olmak üzere iki şekilde söylenir. 

Formell (offiziell) resmi ve Informell (inoffiziell) yani gayri resmi. Bunları şimdi ayrı başlıklarda inceleyelim.

İlk olarak die inoffizielle Uhrzeit (resmi olmayan saatler) yani günlük hayatta kullandığımız saatleri söyleme şekline bakalım.

- Gayri resmi şekilde yani günlük konuşma dilinde saat söylenirken sadece 12 saat kullanılır. Yani, günlük konuşmada saat "sabah 07:00" yada "akşam 19:00"da olsa "saat kaç ?" diye sorulduğunda cevabımız "saat yedi" şeklinde cevap veriyoruz. Yani saat 19 şeklinde söylemiyoruz. Almancada da aynı şekildedir. Günlük konuşma dilinde saat söylenirken sadece 12 saat kullanıyoruz.

Gayri resmi formdaki saat söyleme biçimlerine tek tek bakalım.


Tam Saatleri söylerken; 

-Kalıbımız, Es ist .... Uhr. 
Es ist ile başlıyoruz, ardından saati söyleyip yanına Uhr kelimesini getiriyoruz.
*Uhr kelimesi İngilizcedeki " o'clock"  kelimesine denk gelmektedir.             
                  
Almancada tam Saatleri söylerken;  -Kalıbımız, Es ist .... Uhr.  Es ist ile başlıyoruz, ardından saati söyleyip yanına Uhr kelimesini getiriyoruz. *Uhr kelimesi İngilizcedeki " o'clock"  kelimesine denk gelmektedir.     - Es ist zehn Uhr. (Saat 10.)   

Buçuklu saatleri söylerken;

- Kalıbımız, Es ist halb .... (+1)
* Buçuklu saatleri söylerken dikkat etmemiz gereken, içinde bulunduğumuz saatin bir saat ilerisini söylüyoruz.

Buçuklu saatleri söylerken; - Kalıbımız, Es ist halb .... (+1) * Buçuklu saatleri söylerken dikkat etmemiz gereken, içinde bulunduğumuz saatin bir saat ilerisini söylüyoruz.


  - Es ist halb vier. (Saat üç buçuk.)
*İçinde bulunduğumuz saatin bir saat ilerisini söylüyoruz. Buna dikkat edelim!!


Çeyrek saatleri söylerken;
- "Viertel" kelimesi "çeyrek" anlamındadır. Çeyrekli saatleri "çeyrek geçiyor" ve "çeyrek var" olarak iki şekilde kullanmaktayız.

Çeyrek geçiyor;
-Kalıbımız, Es ist Viertel nach ... Saat kaçı çeyrek geçiyorsa, noktalı kısma o saat dilimini yazıyoruz.

Almancada Çeyrek geçiyor; -Kalıbımız, Es ist Viertel nach .... Saat kaçı çeyrek geçiyorsa, noktalı kısma o saat dilimini yazıyoruz. -Es ist Viertel nach fünf. (Saat beşi çeyrek geçiyor.)
Çeyrek var;
- Kalıbımız, Es ist Viertel vor ...
Saat kaça çeyrek varsa, noktalı kısma o saat getirilir.
Çeyrek var;- Kalıbımız, Es ist Viertel vor ...Saat kaça çeyrek varsa, noktalı kısma o saat getirilir  - Es ist Viertel vor zehn. (Saat ona çeyrek var.)

Saatleri dakikalı olarak söylemeye;
-Kalıbımız, Es ist ... vor/nach....
"Es ist" ile başlıyoruz, ardından "dakikayı" söylüyoruz ,eğer o dakikaya var ise "vor", eğer o dakikayı geçiyor ise "nach" diyoruz.
ve son olarak da "saati" getiriyoruz.
*Tekrar edelim önemli önce dakika sonra saat.

Kalıbımız, Es ist ... vor/nach.... "Es ist" ile başlıyoruz, ardından "dakikayı" söylüyoruz ,eğer o dakikaya var ise "vor", eğer o dakikayı geçiyor ise "nach" diyoruz. ve son olarak da "saati" getiriyoruz.






-Es ist zwanzig nach drei. (Saat üçü yirmi geçiyor.)


Kalıbımız, Es ist ... vor/nach.... "Es ist" ile başlıyoruz, ardından "dakikayı" söylüyoruz ,eğer o dakikaya var ise "vor", eğer o dakikayı geçiyor ise "nach" diyoruz. ve son olarak da "saati" getiriyoruz. *Tekrar edelim önemli önce dakika sonra saat.




- Es ist zwanzig vor drei.(Saat üçe yirmi var.)



Offizielle Zeit (Resmi zaman)

Şimdi geldik resmi saat kullanımına, biraz önce bahsettiklerimizin hepsi günlük konuşmada saati söylemeydi. Şuan göreceğimiz ise daha çok resmi konuşma, yazışma, haberlerde gibi yerlerde karşımıza çıkabilecek saat kullanımları. Resmi kullanımlarda saatler 12 yerine 24 saat üzerinden söyleniyor. Yani sabah yedide saat yedi denilirken. Akşam yedi olduğunda yedi yerine saat on dokuz
denilmektedir.

Resmi formda saatleri söylerken bir kalıbımız ve bir kuralımız var;
-Es ist ... Uhr ... 
Burada dikkat etmemiz gereken kuralımız önce saati söylüyoruz sonrada dakikayı önce saat sonra dakika.

Örnek yapalım saat 10:20 : Es ist zehn Uhr zwanzig.(Saat 10:20)
kuralımız neydi önce saati söylüyoruz saat 10 yani "zehn" , sonrada dakikayı 20 yani "zwanzig". 
Önce saat sonra dakika buna dikkat ediyoruz.

Saatler konusunu bitirdik şimdi günün vakitleri konumuzla devam ediyoruz.

die Tageszeiten(Günün vakitleri)

-Sabah 6 ile 10 arasındaki vakit "der Morgen (Sabah)"
-Saat 10ile 12 arasındaki vakit "der Vormittag (Öğleden önce)"
-Saat 12 ile 14 vakit "der Mittag (Öğlen)"
-Saat 14 ile 18 arasındaki vakit "der Nachmittag (Öğleden sonra)"
-saat 18 ile 22 arasındaki vakit "der Abend" (Akşam)"
-saat 22 ile sabah 6'ya varan vakit "die Nacht (Gece)"
Burada dikkat ediyoruz diğer vakitlerde artikelimiz "der" iken, burada artikelimiz  "die Nacht"

Günün vakitlerinden bahsederken önüne "am" edatını getiriyoruz.
Sadece istisna olarak "die Nacht (Gece)" kelimesi artikelinden dolayı "in" edatı almaktadır.
Bu edatı İngilizcedeki "on" edatına benzetebiliriz. Bu edat Türkçede "-de, -da" anlamına geliyor.

Örneğin; "der Morgen (Sabah) - am Morgen (sabahleyin)"
buradaki "am" edatı "an dem" kelimelerinin kısaltılmasıyla ortaya çıkmıştır.
-am Vormittag (öğleden öncede)
-am Nittag (öğleyin)
-am Nachmittag (öğleden sonrada)
-am Abend (akşamleyin)
-in der Nacht (geceleyin)
burada "am" edatı yerine "in" edatı getiriyoruz. bunun sebebi "die Nacht (Gece)" kelimesinin artikelinden kaynaklıdır.

Eğer ki düzenli olarak yaptığımız işlerden bahsetmek istersek.
Örneğin, "sabahları erken kalkarım" yada "geceleri rüya görürüm" gibi cümleler kurarken. Öğrendiğimiz günün vakitlerini yada haftanın günlerini küçük yazıyoruz ve sonuna "-s"
takısı getiriyoruz.

Örneğin; der Morgen (sabah) - morgens (sabahları) 
-vormittags -öğleden önceleri
-mittags- öğlenleri
-nachmittags -öğleden sonraları
-abends - akşamları
-nachts - geceleri

 Aynı şekilde haftanın günlerini de bu şekilde yapabiliriz. 
Örneğin; der Montag (Pazartesi) - montags (pazartesileri) 
-dienstags (salıları) 
-mittwochs (çarşambaları)
-donnerstags (perşembeleri)
-freitags (cumaları)
-samstags (cumartesileri)
-sonntags (pazar günleri)

Trennbare Verben (ayrılabilen fiiller)

Almancada bazı fiiller önlerine ek alarak yeni ve farklı bir anlam taşıyan başka bir fiile dönüşebiliyorlar, bu fiillere ayrılabilen fiiller diyoruz.
Bu ön ekler şunlardır: -ab,-an,-auf,-aus,-ein,-los,-mit,-nach,-vor,-weg,-zu,-zurück,-fern

Örneğin;
 "kaufen" tek başına "satın almak" demektir. Fakat önüne "ein" ön eki gelerek yeni ve farklı bir anlam taşıyan bir fiile dönüştürüyor
ein+kaufen= alışveriş yapmak

Ayrılabilen fiilleri cümleye dahil ederken şöyle bir kuralımız var. Fiilimizi öznenin yanına getiriyoruz ve özneye göre çekimleniyor, ön ek ise cümlenin en sonuna gidiyor.
   Özne + fiil + nesne + ön ek
Örneğin; Ich kaufe mit meiner Mutter ein.(Annemle alışveriş yapıyorum.)
"ich" öznemiz, özneden hemen sonra fiil geliyor "kaufen", ve ön ekte cümlenin sonunda yer alıyor.

-"abfahren(kalkmak)" demektir
Örneğin; Der Zug fährt um 8 uhr ab.(Tren saat 8'de kalkıyor.)
Gördüğümüz gibi "ab" ön ekimiz cümlenin sonunda, fiilimizi ise öznenin yanına getirerek çekimliyoruz.

-"aufwachen (uyanmak)"demektir,
Örneğin; Ali wacht um 7 Uhr auf.(Ali saat 7'de uyanıyor.) 
"auf" ön eki cümlenin sonunda, "wachen" fiili ise öznenin yanına gelerek çekilenmiş durumda.

-"anfangen (başlamak) demek,
Örneğin; Mein Unterricht fängt bald an. (Dersim yakında başlayacak.) 
"Mein unterricht öznemiz" benim dersim demek, "fangen" fiili öznenin hemen yanında çekimlenmiş durumda ve "an" ön ekimiz ise cümlenin sonunda.

-"fernsehen (televizyon izlemek)" demektir,
Örneğin; Wir sehen abends fern. (Akşamları televizyon izliyoruz.)
 "Wir" öznemiz, "sehen" fiilimiz hemen öznenin yanına gelmiş ve çekimlenmiş, "abends" akşamları, "fern" ise ön ekimiz cümlenin sonunda.

-"ankommen (varmak)" demektir, 
Örneğin; Der Bus kommt um 10 Uhr an. (Otobüs saat 10'da varacak.) 

- "anziehen (giymek)" demektir.
Örneğin; Ich ziehe meine Kleidung an. (Kıyafetimi giyiyorum.)

Ayrılabilen fiillerle soru yaparken, 

Soru zamiri(varsa) + fiil + özne + ön ek?
Soru zamiri(varsa) onu başa getiriyoruz, ardından fiil+ özne ve son olarak ön ek geliyor.
Örneğin;  Wann kommt der zug an? (Tren ne zaman varıyor?)
 Buradaki soru zamirimiz "Wann? (ne zaman), "kommt" fiilimiz, "der Zug (Tren) öznemiz, "an" ise ön ekimiz. ön ekimiz her zaman en sona gidiyor.

Dikkat etmemiz gerek bir yer var, eğer ayrılabilen fiilli bir cümlede modal fiil yanı yardımcı fiil kullanırsak. Örneğin, "mussen,möchten" gibi ,o zaman öznenin yanına modal fiil geliyor ve çekimleniyor, ayrılabilen fiili ise cümlenin sonuna olduğu gibi yazıyoruz ayırmıyoruz. 

Örneğin; Ich möchte mit meiner Mutter einkaufen. (Annemle alışveriş yapmak istiyorum.)
Normalde "einkaufen" fiilini öznenin yanına getirerek çekimliyor ve ön eki de en sona atıyorduk. Fakat burada modal fiil olduğu için "einkaufen" fiilin ayırmadan cümlenin sonuna yazdık. 

der Tagesablauf (günlük rutin)

- klingeln (çalmak)
Örneğin; Der Wecker klingelt um 7 Uhr. (Alarm saat 7'de çalıyor).

- aufwachen (uyanmak)
Örneğin; Ich wache um 8 Uhr auf . (Saat 8'de uyanıyorum.)

- aufstehen (yataktan kalkmak)
Örneğin; Ich stehe um 8:10 Uhr auf. (Saat 8.10'da kalkıyorum.)
*Bu fiili "uyanmak" içinde kullanılabilir. "aufwachen" ile benziyorlar, aslında aralarındaki fark "aufwachen - gözlerini açmak, uyanmak" şeklinde, "aufstehen" ise yataktan kalkmak anlamı
var.

- waschen yıkamak 
Örneğin; Ich wasche mein Gesicht um 8:15 Uhr. (Saat 8:15'te yüzümü yıkıyorum.) 

- sich anziehen (giyinmek) 
Örneğin; Ich ziehe mich um 8:20 Uhr an. (Saat 8:20'de giyiniyorum.)

- frühstücken (kahvaltı etmek)
Örneğin; Ich frühstücke um 8:30 Uhr. (Saat 8:30'da kahvaltı yapıyorum.)

- Zähne putzen (diş fırçalamak)
Örneğin; Ich putze 8:40 Uhr meine Zähne .(Saat 8:40'da dişlerimi fırçalıyorum.)

- in die Schule gehen (okula gitmek)
Örneğin; Ich gehe um 9:05 Uhr in die Schule. (Saat 9:05'te okula gidiyorum.)

- anfangen (başlamak)
Örneğin; Der Unterricht fängt um 9:15 Uhr an. (Saat 9:15'te ders başlıyor.)

- zu Mittag essen (öğle yemeği yemek)
Örneğin; Ich esse um 12:15 Uhr zu Mittag. (Saat 12:15'te öğle yemeği yiyorum.)

- nach Hause kommen (eve gelmek)
Örneğin; Ich komme um 4 Uhr nach Hause. (Saat 4'te eve geliyorum.)

- Hausaufgaben machen (ev ödevi yapmak)
Örneğin; Ich mache um 16:30 Uhr meine Hausaufgaben .(Saat 16:30'da ev ödevlerimi yapıyorum.)

- Freunde treffen (arkadaşlarla buluşmak)
 Örneğin; Ich treffe um 17:30 Uhr meine Freunde.(Saat 17:30'da arkadaşlarımla buluşuyorum.)

- zu Abend essen (Akşam yemeği yemek)
Örneğin; Ich esse um 18:00 Uhr zu Abend. (Saat 18:00'da akşam yemeği yiyorum.)

- im Internet surfen (internette gezinmek)
Örneğin; Ich surfe um 19:00 Uhr im Internet. (Saat 19:00'da internette geziniyorum.)

-fernsehen (Tv izlemek) 
Örneğin; Ich sehe um 20:30 Uhr fern. (Saat 20:30'da Tv izliyorum.)

- ins Bett gehen (yatmak/yatağa gitmek)
Örneğin; Ich gehe um 22:30 Uhr ins Bett. (Saat 22:30'da yatıyorum.)

Günlük rutin ile ilgili örnek yapalım. 
Elifs Tagesablauf (Elif'in günlük rutini)
Elif steht um sechs Uhr auf. Sie frühstückt um halb sieben. Um sieben Uhr geht sie in die Schule.Um Viertel nach zwölf isst sie zu Mittag. Um Viertel vor fünf trifft sie Freunde und sie fahren Rad. Um sechs Uhr isst sie das Abendessen. Sie surft um halb acht im Internet.Um Viertel nach zehn geht sie schlafen. 
(Elif saat altıda kalkar. O saat altı buçukta kahvaltı yapar. Saat yedide okula gider. On ikiyi çeyrek geçe öğle yemeğini yer. Saat beşe çeyrek kala arkadaşlarıyla buluşur ve bisiklet sürerler. Saat altıda akşam yemeği yer. O saat yedi buçukta internette gezinir. Saat onu çeyrek geçe uyur.)

die unregelmäßige Verben (Düzensiz fiiller)

Evet arkadaşlar Almancada düzenli-düzensiz ve ayrılabilen fiiller şeklinde bir ayrım söz konusu. Düzensiz fiillerin çekimi aslında düzenli fiillerden çokta farklı değil. Tek farkı düzensiz fiillerde çekim yaparken fiilin kökünde bulunan "e" yada "a" sesli harfleri değişiyor. Bu harf değişikliği sadece "sen" ve "o" şahıslarında oluyor. Geriye kalan şahısların çekiminde harf değişimi olmuyor.

Eğer fiilimizin kökünde "e" harfi varsa  "i" yada "ie" dönüşüyor. Eğer fiilimizin kökünde "a" harfi varsa "ä" dönüşüyor.

Şimdi kökünde "e" olan fiillere örnek verelim;
                        treffen (buluşmak)
ich                    treff-e
du                     triff-st
er/sie/es           triff-t
wir                    treff-en
ihr                     treff-t
sie                    treff-en

"treffen" fiili "buluşmak" demektir, çekimine bakalım "ich treffe" her hangi bir harf değişikliği yok, fakat "du" şahsında yani "sen" şahsında çekimlerken "e" harfi "i" hafine dönüşüyor "du triffst" oluyor, aynı şekilde "er/sie/es" yanı "o" şahsında da "e" harfi "i" harfine dönüşüyor "er/sie/es trifft" şeklinde olurken, diğer şahısların çekimlerinde her hangi bir harf değişimi olmuyor.

sehen (bakmak)
ich                    seh-e
du                     sieh-st
er/sie/es           sieh-t
wir                    seh-en
ihr                     seh-t
sie                    seh-en

"sehen" fiili "bakmak" anlamındadır, hemen fiilin çekimine bakalım "ich sehe" bir harfi değişikliği yok. Fakat "du" yani "sen" ve "er/sie/es" yani "o" şahıslarının çekimlerinde "e" harfi "ie" olarak değişiyor. "du siehst", "er/sie/es sieht" şeklinde harf değişikliği oluyorken, diğer şahıslarda her hangi bir harf değişikliği olmuyor.


Kökünde "a" olan fiillere örnek yapalım,

fahren (sürmek, gitmek (araçla bir yere gitmek) )
ich                    fahr-e
du                     fähr-st
er/sie/es           fähr-t
wir                    fahr-en
ihr                     fahr-t
sie                    fahr-en

Çekimine bakalım "ich fahre" bir harf değişikliği yok, fakat "du yanı "sen" ve "er/sie/es" yani  "o" şahıslarında çekimlediğimizde "a" harfinin "ä" dönüştüğünü görüyoruz. "ä" harfini "e" gibi okuyoruz. 
"i / ie / ä" "ne zaman gelir diye" bir kuralımız yok bunları ezberlemek zorundayız.

das Modalverb "müssen" ("müssen" yardımcı fiili)

"müssen" yardımcı fiili "zorunda olmak" anlamındadır. Yapmak zorunda olduğumuz durumları ifade ederken kullanırız.
İngilizcedeki "have to" yada "must" fiiline benzetebiliriz.

Cümle içerisindeki yerine bakalım;

Özne + müssen + nesne + fiil (çekimsiz halde)

Özne ardından yardımcı fiilimiz "müssen" özneye göre çekimleniyor, ardında nesnemiz  ve esas fiilimiz yalın haliyle en sonda yer alıyor.

"müssen" yardımcı fiilimizin özneye göre çekimine bakalım, 
ich muss
du musst
er/sie/es muss
wir müssen
ihr müsst
sie müssen

Olumsuz yaparken cümleye "nicht" kelimesini ekliyoruz.
- Er muss nicht zur Schule gehen.(Okula gitmesine gerek yok.)
- Wir müssen nicht früh aufstehen.(Erken kalkmamıza gerek yok.)

Soru yaparken;

müssen + özne + nesne + fiil (çekimsiz halde)

"müssen" fiilini cümlenin başında kullanıyoruz, hemen yanına öznemiz, nesnemiz ve çekimsiz halde fiilimiz geliyor. 
-Müssen wir zur Schule gehen? (Okula gitmek zorunda mıyız?)


das Modalverb "möchten" ("möchten" yardımcı fiili)

 "möchten" fiili "istemek" anlamındadır. Bu fiili bir şeyi isterken kullanıyoruz. İngilizcedeki "want / would like" fiillerinin karşılığıdır. Cümle içerisindeki yeri aynı "müssen" fiilinde olduğu gibidir.

özne + möchten + nesne + fiil (çekimsiz halde)

Özne ardından yardımcı fiilimiz "möchten" özneye göre çekimleniyor, ardında nesnemiz  ve esas fiilimiz yalın haliyle en sonda yer alıyor.

"möchten" yardımcı fiilimizin şahıslara göre çekimine bakalım, 
ich möchte
du möchtest
er/sie/es möchte
wir möchten
ihr möchtet
sie möchten

Örneklere bakalım;
-Er möchte eine Tasse Kaffee. (O bir fincan kahve istiyor.)
-Sie möchten einen Apfelkuchen essen.(Onlar elmalı turta yemek istiyor.)

İstemediğimiz bir şeyi belirtirken cümleye "nicht" kelimesini ekliyoruz.
-Er möchte nicht eine Tasse Kaffee trinken. (Bir fincan kahve içmek istemiyor.)
-Ich möchte nicht ins Kino gehen. (Sinemaya gitmek istemiyorum.)

soru yaparken;

möchten + özne + nesne + fiil (çekimsiz halde)

"möchte"n fiilini cümlenin başında kullanıyoruz, hemen yanına öznemiz nesnemiz ve çekimsiz halde fiilimiz geliyor. 

-Möchtest du ein Stück kuchen? (Bir parça kek ister misin?)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz eklenmiştir. Almanca Öğretmenim Katkıda Bulunduğunuz için teşekkürler.

Pages