Zıt anlamlı kelimeleri öğrenmek, kelime bilginizi artırırken aynı zamanda dilin yapısını daha iyi anlamanıza yardımcı olur. Bu kelimeler, metinleri okurken veya konuşurken daha iyi anlamanıza yardımcı olur ve ifadelerin doğru kullanılmasına katkı sağlar.
EN ÇOK KULLANILAN ALMANCA ZIT ANLAMLI KELİMELER VE CÜMLE İÇİNDE KULLANIMI
groß - klein (büyük - küçük)
Das Haus ist groß, aber das Zimmer ist klein. (Ev büyük, ama oda küçük.)
alt - hoch (düşük - yüksek)
Der Tisch ist zu niedrig, wir brauchen einen höheren. (Masa çok düşük, daha yüksek birine ihtiyacımız var.)
jung - alt (genç - yaşlı)
Meine Schwester ist jung, meine Großmutter ist alt. (Kız kardeşim genç, büyükannem yaşlı.)
billig - teuer (ucuz - pahalı)
Dieses Kleid ist billig, aber jenes ist sehr teuer. (Bu elbise ucuz, ama şu biraz pahalı.)
leicht - schwer (kolay - zor)
Die Aufgabe war leicht, aber die Prüfung ist schwer. (Görev kolaydı, ama sınav zor.)
warm - kalt (sıcak - soğuk)
Im Sommer ist es warm, im Winter ist es kalt. (Yazın sıcak, kışın soğuk.)
schnell - langsam (hızlı - yavaş)
Der Zug ist schnell, aber der Bus ist langsam. (Tren hızlı, ama otobüs yavaş.)
neu - alt (yeni - eski)
Mein Handy ist neu, aber mein Laptop ist alt. (Cep telefonum yeni, ama dizüstü bilgisayarım eski.)
früh - spät (erken - geç)
Wir gehen früh schlafen, aber am Wochenende stehen wir spät auf. (Erken yatıyoruz, ama hafta sonları geç kalkıyoruz.)
schön - hässlich (güzel - çirkin)
Der Sonnenuntergang ist schön, aber der Müll ist hässlich. (Gün batımı güzel, ama çöp çirkin.)
weit - nah (uzak - yakın)
Das Restaurant ist weit, aber der Supermarkt ist nah. (Restoran uzak, ama süpermarket yakın.)
hell - dunkel (açık - koyu)
Das Zimmer ist hell, aber der Keller ist dunkel. (Oda aydınlık, ama bodrum karanlık.)
sauber - schmutzig (temiz - kirli)
Das Geschirr ist sauber, aber der Boden ist schmutzig. (Bulaşıklar temiz, ama zemin kirli.)
laut - leise (yüksek sesli - sessiz)
Die Musik ist laut, aber die Bibliothek ist leise. (Müzik yüksek sesli, ama kütüphane sessiz.)
richtig - falsch (doğru - yanlış)
Die Antwort ist richtig, aber die Frage ist falsch. (Cevap doğru, ama soru yanlış.)
fröhlich - traurig (mutlu - üzgün)
Gestern war ich fröhlich, heute bin ich traurig. (Dün mutluydum, bugün üzgünüm.)
vorn - hinten (ön - arka)
Du kannst vorn sitzen, ich setze mich hinten. (Sen önde oturabilirsin, ben arkaya otururum.)
auf - zu (açık - kapalı)
Lass das Fenster auf, es ist heiß. (Pencereyi açık bırak, sıcak.)
oben - unten (yukarı - aşağı)
Die Tasse ist oben auf dem Regal, die Teller sind unten. (Fincan üstte rafın üstünde, tabaklar aşağıda.)
drinnen - draußen (içeride - dışarıda)
Bei Regen bleiben wir drinnen, bei Sonnenschein gehen wir draußen. (Yağmurda içeride kalırız, güneşli havalarda dışarı çıkarız.)
jung - alt (genç - yaşlı)
Der Baum ist jung, der Baum daneben ist alt. (Ağaç genç, yanındaki ağaç yaşlı.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz eklenmiştir. Almanca Öğretmenim Katkıda Bulunduğunuz için teşekkürler.