NASRETTİN HOCA GECELİK KAVUĞU (TÜRKÇESİ)
Hoca, bir akrabasına gece yatısına gitmiş. Nihayet yatma vakti
gelince, kendisine ayrılan odaya girip soyunmuş. Sıra gecelik kavuğu giymeğe
gelmiş. Hoca, kavuğu başına geçirir geçirmez boğulacak gibi olmuş. Kavuk,
adamakıllı bol ve uzun olduğundan Hoca'nın boynuna geçivermiş. Ne yaptıysa
kavuğu başına uyduramayan Hoca, mendilini çıkarıp kavuğu ortasından sıkıca
bağlamış ve başında durabilecek bir duruma getirmiş. Sabahleyin ev
Sahibi kavuğu görünce:
Hocam, kavuğu boğmuşsun! … demiş.
Hoca da:
- Birader, ben onu boğmasaydım, o beni boğacaktı! … cevabını vermiş.
DIE GROSSE SCHLAFHAUBE (ALMANCASI)
Eines Tages schlief der Hoca bei einem Nachbarn. Als die
Müdigkeit ihn überfiel, zog er sich in das für ihn bestimmte Zimmer zurück. Als
er sich die Schlafhaube aufsetzte, rutschte sie ihm bis auf die Schulter, so
dass der Hoca nur noch schwer Luft bekommen konnte. Er zog sie hoch und band
sein Taschentuch darum, damit die Haube auf seinem Kopfe sitzenblieb. Als das
der Hausherr sah, sagte er:
- Hoca, du hast die Schlafhaube erdrosselt. Daraufhin stiess
der Hoca einen Seufzer aus:
- Bruder! Wenn ich die Schlafhaube nicht erdrosselt hätte, so
hätte sie mich erdrosselt.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz eklenmiştir. Almanca Öğretmenim Katkıda Bulunduğunuz için teşekkürler.